26 Ağustos 2013 Pazartesi

ŞAİR COHEN

Dünyaya bir kaybedenin ses aralığından baksa da bu kaybetmişlikle fena halde eğlenmesini de bilen, melankoli ile ironiyi aynı potada eriten Leonard Cohen’in söz ve ses arasında bölünmüş bir hayran kitlesi olduğu muhakkak. Dahası Cohen’in kendisi de bunun farkındadır. “Unvanım şairdi. Belki bir süre için öyleydim” dedikten sonra şöyle devam eder Cohen: “Ayrıca şarkıcı unvanı da benimle bağdaşırdı. Bir melodiyi güç bela taşıyabiliyor olsam da”. İnsanlar üzerinde bıraktığı o büyük etkinin o bas bariton sesle sağlanmadığını apaçık itiraf eder Cohen. Tıpkı başka bir çok itirafta bulunduğu gibi.    

Ona açıkça güzel gelen şeylere bir yanıtı olması için ettiği ilk dua şiirle yapılmıştır şüphesiz. İlk şiir kitabını daha öğrenciyken yayımlayan Cohen’in ikinci kitabı The Spice-Box of Earth onu ülkesi Kanada’da bilinen bir şair olmasını sağlar. 60’lı yılların çoğunu münzevi bir hayat sürerek yazmaya adayan Cohen’in asıl tanınması albümleri sayesinde olsa da, müzik yaşamında sıklıkla şarkı sözleriyle anılmasında onun şair geçmişinin büyük bir payı vardır. Şarkı sözlerini yazarken, şiir yazmaktan gelen bir disiplini kullandığı apaçık ortadadır. Önce terk edeceklerini, kullanmayacaklarını yazar Cohen. Böylece, yazdıklarını ata ata, bütünün içindeki o ham parçaya ulaşır. “İkrar eden ses”, ancak böyle ortaya çıkar Cohen’in yapıtlarında.

Cohen’in edebi yapıtlarındaki biraz da mistik bir hale ile sarmalanmış “görkemli kaybeden” tipi sonrasında şarkılarında da belirir. “Olduğundan daha az olduğunda kendisini iyi hisseden”, kaybede kaybede aslında “bir daha asla kaybetme zorunda kalmayan”, kazanmayı beklemediğinde her şeyin kolaylaştığına inanan, her şeyin iyi olacağını defalarca tekrarlamasına rağmen “bir süreliğine” demekten de geri kalmayan, her şeyde bir çatlak olduğunu bildiği için bütünü elde edemeyeceğini de bilen bu kahraman, Cohen’in gerek şarkılarında, gerekse de şiir ve romanlarında tekrar tekrar karşımıza çıkar.

Cohen’in (pek çoğu şiir olarak yazılmış ama sonra şarkı sözü olarak dolaşıma girmiş) yapıtlarındaki hikâyemsi yapı Suzanne, Nancy gibi pek çok kahramanla tanıştırır bizi. Bu şiirlerde öne çıkan başlıca temalar yalnızlık, cinsellik, varoluş problemleri olsa da bu şiirlerin tonundaki denge onu biricik kılar. Dünyanın dilini erken kavramış, hangi aralıkta durması gerektiğini bilen şiir öznesi hem şarkılarında, hem de şiirlerinde karşımıza çıkar. Örneğin, Chelsea Hotel şarkısında, “En çok seni sevmiştim diyorum sanma / Ölen her serçenin hesabını tutamam ki / Seni hatırlıyorum Chelsea Oteli’nde / İşte o kadar, çok sık düşünmüyorum seni” der. Aynı yönelim, Cohen’in şiirlerinde de görülür. Beni Sevmek Zorunda Değilsin adlı şiirinde şunları söyler: “Her zaman istediğim tek kadın olsan da / Beni sevmek zorunda değilsin / Her gece seni izlemek için doğmuşum ben / ve seni seven birçok adamdan biriyim sadece”. Aşkını itiraf ettiği kadının hem kendisini sevmesi, hem de sevmemesi için aynı anda dua eden bu şiirlerin öznesi, okurunu bir ara bölgeye çağırır gibidir.

Karmaşık gibi görünen, sırrını hiçbir zaman ilk elde açık etmeyen, aksine övgüsünü tam da bu karmaşıklık ve sıkça yapılan itiraflara borçlu olan bu şiirsel yapı giderek Cohen’in şarkıları ile şiirleri arasındaki mesafeyi siler. Apaçık bir şekilde popüler kültürün ürünleri olan şarkılarına tam olarak nüfuz edilemeyişinin nedeni tam da sözü edilen bu şiirsel yapıdır belki de. Örneğin, Tori Amos’tan John Baez’a kadar bir çok şarkıcının okuduğu, içinde kendi yapıtlarımın da olduğu bir çok şiir ve filme esin kaynağı olan Famous Blue Raincoat şarkısındaki karmaşık şiirsel yapı, popüler kültüre taşınmasına rağmen etki gücünü yitirmez. Ses, onun dolaşıma girmesine, daha fazla tanınmasına yardımcı olmuştur belki ama o da bilir dünyaya bir şairin mertebesinden baktığını: “Gizli bir akor olduğunu duydum” der Cohen, “Davut’un çaldığı ve tanrıyı hoşnut eden / Ama sen aslında müziği umursamıyorsun değil mi?”.

Cohen’in umursadığı şey çok derinlerde yatan bir anlamdır belki de. Aranması artık gereksiz olan bir anlam.. Şiir ve şarkı, söz ve ses; ne şekilde dile getirildiği önemli değildir. Yaşlandıkça Cohen’in yüzünde daha da belirginleşen o yarı müstehzi, yarı melankolik ifade dünyaya tam da bu anlamı hatırlatmak için bakar: “Herkes biliyor geminin su aldığını / Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini / Herkesin içinde babaları ve köpekleri yeni ölmüş gibi bir his var”. 

0 yorum:

Yorum Gönder

ETİKETLER

12 Eylül (3) 1938 (1) Abdulhamid (1) Acılar İcat Eden (1) Adalet Ağaoğlu (2) Adorno (1) Ahmet Erhan (3) Alacakaranlıktaki Ülke (1) Aliye Sema (1) Almanya (1) Altın Ayı (1) Amanda (1) Amerika'nın Yanık Çocukları (1) Anlambilim (1) Anne ben geldim (1) Arap (1) Arya (1) Aslan ve Ressam (1) At (1) Avustralyalı (1) Aydın Şimşek (1) Ayrılık Provaları (1) Babalar ve Oğullar (1) Bağçe (1) Bana İsmail Deyin (1) Bana Sen Söyle (1) Baykuş Virane Sever (1) Behçet Çelik (1) Ben Gaomi Kuzeydoğu Bucağı (1) Berlin Film Festivali (1) Bıçağa Adanan Çocuk (1) Bildiriler (2) Bin Hüzünlü Haz (1) Bir Delilik Yapan (1) Bir Dersim Hikayesi (1) Bir Gemide (1) Birgül Oğuz (1) Bügün de ölmedim anne (1) Büyük Ustayı Ziyaret (1) Calvino (1) Celal Sılay (1) Cemil Kavukçu (3) Cennetin Kayıp Toprakları (1) Cevval Dayı (1) Clement Freud (1) Çehov (1) Çığlık (1) Demir Özlü (2) Denemeler (10) Dersim (1) Doğan Güzel (1) Dur (1) Düğüne (1) Edebiyat Nedir (1) Edebiyat Olayı (1) Edip Cansever (1) Edward Said (1) Eli Horowitz (1) Elias Canetti (1) Erdem Kurtuldu (1) Ergani (1) Eriyen Gelin (1) Ermeni meselesi (1) Esmer Dergisi Yazıları (2) Faruk Duman (1) Fasulyenin Bildiği (1) Feridun Andaç (1) Ferit Edgü (2) Gabriel Garcia Marquez (1) Galiçya (1) Gece Kelebeği (1) Geş Bin Ergani! (1) Giuseppe Tornatore (1) Hah (1) Hakan Günday (1) Hakkâri’de Bir Mevsim/O (1) Halide Edip Adıvar (1) Halil İncesu (1) Har (2) Hasan Ali Toptaş (2) Haydar Ergülen (1) Haydar Karataş (1) Heba (1) Herta Müller (1) Hesenê Metê (1) Hokusai (1) Ian McEwan (1) Irmak Zileli (1) İhsan Oktay Anar (1) İhsan Sait (1) İnci (1) İrene (1) İtalo Calvino (1) Jale Parla (1) Jennifer (1) Johan Baez (1) Johan Strauss (1) John Berger (1) Jon Scieszka (1) Jonathan Safran Foer (1) Jorge Franco (1) Joseph Roth (1) Joseph Trotta (1) Kasırganın Gözü (1) Keko (1) Kemal Tahir (1) Kenan (1) Kışi Ruhu (1) Kızıl Darı Tarlaları (1) Kindar Sabahı (1) Kitap Tanıtım Yazıları (15) Kitap Zamanı (1) Köy Enstitüleri (1) Küfran (1) Kürt sorunu (1) Kürtçe (1) Latin Amerika (1) Leonard Cohen (1) Leticia (1) Leyla Erbil (1) Mahir Günşiray (1) Mahmut Makal (1) Malcolm Brandbury (1) Mareşal Joseph Radetzky von Radetz (1) Marksiszm (1) Mavi Randevu (1) McEwan (1) Mehmet Atlı (1) Milliyet Sanat Yazıları (4) Mirza (1) Mo Yan (1) Murat Belge (1) Murat Gülsoy (1) Murat Uyurkulak (2) Murathan Mungan (1) Nancy (1) Necati Tosuner (1) Necatigil Şiir Ödülü (1) Neil Gaiman (1) Netamiye (1) Nick Hornby (1) Nilüfer Kuyaş (1) Nobel (2) Nurdan Gürbilek (2) Nuri Bilge Ceylan (1) O Muhteşem Hayatınız (1) Oğuz Atay (3) On İki Dağın Sırrı (1) Orhan Kahyaoğlu (1) Orhan Koçak (1) Orhan Pamuk (1) Osman Konuk (1) Oya Baydar (1) Ömer Madra (1) Ömer Türkeş (1) Özgür Gündem (1) Pîne (1) Post-yapısalcılık (1) Psikanaliz (1) Puslu Kıtalar Atlası (1) Qırıx (1) Radetzky Marşı (1) Reşat Nuri Güntekin (1) Romanya (1) Sahaf (1) Sahibinden Satılık (1) Sancı (1) Sartre (1) Semih Gümüş (2) Sencer ile Yusufçuk (1) Seray Şahiner (1) Sezin Öney (1) Silvan (1) Siyasi Abê (1) Solferino Kahramanı (1) Söyleşiler (1) Suskunlar (1) Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı (1) Suzan Sontag (1) Suzanne (1) Sylvia Platht (1) Şamatacı Suçlular ve Daha Fazlası (1) Şehirde Bir Yılkı Atı (1) Şerif Mardin (1) Şükrü Erbaş (1) Taşra Sıkıntısı (1) Tefail (1) Tek Bacaklı Yolcu (1) Telefon Bekleyen (1) Tene Yazılan Ayetler (1) Terry Eagleton (1) Tevrat (1) Tewlo (1) Tezer Özlü (1) Thomas Pynchon (1) Tol (1) Tom Thompson (1) Toni Morrison (1) Tori Amos (1) Tunceli (1) türk Öykücülüğü (1) Türkiye Ayağa Kalk (1) Umberto Eco (1) Uykuların Doğusu (1) Uzun İhsan Efendi (1) Üç Düş/Üş (1) Üç Kız Kardeş (1) Vahşetin Çağrısı (1) Vedat Nedim Tör (1) Virgül (1) Viyana (1) Wittgenstein (1) Yabu (1) Yalnızlıktan Devren Kiralık (1) Yara İzleri (1) Yaratıcı Yazarlık (1) Yavuz Ekinci (1) Yazıköy (1) Yedinci Gün (1) Yimou Zhang (1) Yoklar Fısıltısı (1) Yunus Emre (1) Yusuf Atılgan (1) Zazaca (1) Ziya (1) Ziyan Murat Uyurkulak (1) Zülkarneyn (1) Zweig (1)